” Aptallığın Teorisi ” bu kavramın kaynağı, Nazi Almanyası döneminde yaşamış olan Dietrich Bonhoeffer’in mektuplarına dayanıyor.
“Aptalca şeyler söylemek için zekaya ihtiyacımız yoktur. Aksine, birçok akıllı insan, aptallıkla dolu sözler söyleyebilir.” (1942 tarihli bir mektuptan)
Dietrich Bonhoeffer, 20. yüzyılın en önemli Hristiyan teolog ve din adamlarından biri olarak kabul edilir. Ancak, Bonhoeffer’in yaşamı ve yazıları, sadece Hristiyanlıkla sınırlı değildir. İnsan doğasının derinliklerine dair derin bir anlayışa sahip olan Bonhoeffer, insan aptallığı hakkında da çarpıcı bir teori geliştirmiştir. Bonhoeffer, Nazizm’in yükselişi sırasında, insanların aptallığını ve körü körüne inançlarını eleştiren mektuplar yazdı. Bu mektuplar, sonradan “Aptallığın Teorisi” olarak bilinen kavramın kaynağı oldu.
Bonhoeffer’in mektuplarında, özellikle Nazizm dönemindeki Almanya’daki siyasi atmosfer hakkında yaptığı yorumlar bu teorisinin örneklerini sunar. Bonhoeffer, Nazilerin Alman halkını aptalca ideolojilerine inanmaya ikna ettiğini ve bu sayede kontrol altına aldıklarını düşünür. Ayrıca, sıradan insanların bir liderin ardından körü körüne gitmelerinin, aptallığın tehlikeli bir örneğidir.
Aptallık bir zeka problemi mi, yoksa ahlaki bir problem mi? Aptallar kötü insanlardan daha mı tehlikeli?
Bonhoeffer, mektuplarında insan doğasını ve insanların zeka seviyelerini tartışır. Ona göre, insanların zeka seviyeleri sadece genetik faktörlere bağlı değildir. Kişinin çevresi, kültürü ve eğitimi de zeka seviyesini etkiler. Aptallığın insanlığın temel sorunlarından biri olduğunu düşünür. Aptallık, bilgi eksikliği ya da zeka düzeyiyle ilgili bir sorun değil, aksine karakterle ilgilidir. Bonhoeffer, aptallığın özellikle kötü niyetli insanlar tarafından kullanıldığını düşünür. Aptal insanlar, kötü amaçlarına hizmet etmek için akıllarını kullanmaktan kaçınır ve kendilerini körü körüne takip eden insanlar haline gelirler.
Bonhoeffer, insanların aptallığını, onların bilgiye ve gerçeğe olan bağlılıklarını kaybettikleri zaman ortaya çıktığını söylüyor. İnsanlar, kendilerine dayatılan inançlara körü körüne bağlanıyorlar ve gerçekleri görmezden geliyorlar. Bu durum, toplumun kolayca manipüle edilebilmesine sebep oluyor.
“İnsanlar arasındaki ilişkilerde aptallık ağına sık sık takılıyoruz. Kötü niyetli ve bencil davranışlar, diğer insanların da aynı şekilde davranmasına neden olabilir. Bu, insanlar arasında bir aptallık döngüsü yaratır. Ancak, bu döngüyü kırmak mümkündür. İnsanlar ahlaki ve doğru davranışlar sergilediğinde, başkalarının da onları taklit etmesi olasıdır. Bu nedenle, bizler insanlar arasında bilinçli bir şekilde iyi niyetli davranışlar sergilemeliyiz. Bu, aptallığın yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.”
Bonhoeffer, aptallığın sadece zeka seviyesiyle ilgili olmadığını düşünür. Ona göre, aptallık ahlaki bir sorundur ve insanların kötü niyetli davranışlarından kaynaklanır. Bonhoeffer’in “aptallık ağı” teorisi de bu düşüncesini destekler. İnsanlar arasındaki etkileşimler, insanların aptal davranışlarını taklit etmelerine neden olabilir. Bu da bir aptallık döngüsü yaratır ve insanlar arasında kötü niyetli davranışların yayılmasına neden olur.
Ancak, Bonhoeffer’in mektuplarından çıkarılabilecek en önemli ders, bu döngüyü kırmak için insanların bilinçli bir şekilde iyi niyetli davranışlar sergilemesi gerektiğidir. İnsanlar arasında yapıcı ve ahlaki davranışlar sergilediğimizde, aptallık ağı kırılabilir ve insanlar arasında daha iyi bir iletişim ve anlayış gerçekleşebilir.
Aptallığın Teorisi, toplumun her alanında karşımıza çıkıyor. İnsanlar, sosyal medya ve diğer kanallar aracılığıyla, kendilerine dayatılan inançlara körü körüne bağlanıyorlar ve gerçekleri görmeyi reddediyorlar. Bu durum, toplumun manipüle edilmesine ve yanlış bilgilendirilmesine sebep oluyor.
Eğitim Şart
Bonhoeffer, aptallığın üstesinden gelmenin tek yolunun eğitim olduğuna inanır. Ancak, bu eğitim sadece akademik değil, aynı zamanda ahlaki eğitim de içermelidir. Bonhoeffer’e göre, insanlar karakterlerini geliştirerek aptallığın tuzağından kurtulabilirler.
Bonhoeffer’in Aptallığın Teorisi, günümüz dünyasında da geçerlidir. Özellikle sosyal medya gibi platformlarda, insanlar sıklıkla sahte haberlere, komplo teorilerine ve yanlış bilgilere inanırlar. Bu durum, Bonhoeffer’in aptallığın üstesinden gelmek için gerekli olan ahlaki eğitimi vurgulamasının önemini arttırır.
Sonuç olarak, Bonhoeffer’in mektuplarından elde edilen Aptallığın Teorisi, insan aptallığının temel sorunlardan biri olduğunu ve ancak eğitimle üstesinden gelinebileceğini gösterir. Bugünün dünyasında, Bonhoeffer’in teorisi daha da önem kazanmaktadır. İnsanların, bilgiye ve gerçeğe olan bağlılıklarını kaybettikleri zaman ortaya çıkan bu durum, toplumun manipüle edilmesine sebep olur. Bu nedenle, gerçekleri görmezden gelmeden, bilgiye ve gerçeğe önem vererek hareket etmeliyiz.